AYLA SİNEMA FİLMİ

       10 Kasım Cuma günü benim filmin fragmanını çok beğenmem üzerine Deniz ile birlikte 16.15 seansına Zorlu Alışveriş Merkezi'nde gittik. Fragmanı çok beğenmemin sebebi filmin savaş filmi olması ve fragmanın Ayla'nın başına ne geldiği hakkında içimde merak duygusu uyandırmış olmasıydı. Filmin görselliği gerçekten de çok güzeldi ve bütün oyuncular rollerini profesyonelce oynamışlardı; yani film beklentilerimi karşılar nitelikteydi. Filmin konusunu kısaca açıklayacak olursam Güney Koreli Ayla adındaki kızın savaşta annesini ve babasını kaybetmesinin üzerine Güney Kore’ye yardım amaçlı asker göndermiş olan Türkiye’den gelen Süleyman ve arkadaşları ile tanışıp ayrılana kadar geçirdikleri vakit ve savaşın bitmesiyle Süleyman’ın Ayla’yı yeniden aramaya başlaması, aradan geçen 50 yılın sonunda da kavuşması anlatılmaktadır. Yanımızdaki çoğu kişi Ayla ile Süleyman’ın ayrılma sahnesinde göz yaşlarına boğulmuştu. Benim için ise filmin en duygulu anı filmin sonuydu.
Çünkü izlerken kendimi bu sahneler gerçekten de yaşanmamıştır ve izleyici filmin içine daha da çekilsin diye koymuşlardır diye düşünüyordum fakat filmde geçen her sahnenin gerçek olduğunu filmin sonuna aşağıya da koymuş olduğum gerçek hayattaki fotoğrafları ekleyerek kanıtlamışlardı. Bu sebepten dolayı sinemadan çıktığımda affallamıştım. Eve gidene kadar gerçek hayattaki Süleyman ve Ayla hakkındaki her şeyi öğrenmeyi kafama takmıştım. Eve gider gitmez internette yaptığım araştırma sonucunda yaşananların gerçek olduğunu öğrendim. Bunun beni belki de "ikisi ne güzel gerçek hayatta da kavuşabilmişler" diye sevindirmesi gerekirken aksine -pesimistliğimden olacak herhalde- üzdü. Başlarına gelen tam anlamıyla haksızlıktı: Çünkü bence hiçbir çocuk bir devlete ya da bir toprağa bağlı değildir, her çocuk sevgi ile büyür, yeşerir ve sevginin olduğu yer çocuğun yurdu ve yuvası olur. Sonrasında bütün bunlara sebep olanın savaş olduğunu düşünmeye başladım: Zirâ Ayla’nın annesini ve babasını vuran savaştı, yani ilk basamakta suç hata durmak bilmeyen dünya üzerinde hep var olan savaşındı. Bu konu hakkında metrobüsle eve dönerken de düşünürken bir öğretmen hanımefendi ile tanışmıştım. Ona filmi anlatırken bana "Ben reklamı çok çıkan filmlere gitmem." demişti. Bense filmi çok beğendiğimden olacak "Ben de genelde öylelerine gitmem ama bu film bir başka demiştim”. Sanırım filme gidip sadece kendimin ağlamış olması yetmediğinden ve biraz da sadistliğimden başkalarını da ağlatmak istiyordum. Her neyse son kelimelerimde belirtmek isterim ki beni bu kadar düşündüren bu filmi sadece o öğretmen hanımefendiye değil herkese tavsiye ediyorum ve sinemasına gitmemiş olsanız da izlemeniz dileğiyle…















Yorumlar

Popüler Yayınlar